Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yazarlık, gençlik ve alçakgönüllülük üzerine

  Elli yaşında ama yazmaya yeni başlamış biri olarak ne kendime genç ne de yazar diyecek haldeyim. Gençliğin ve yazı yazmanın ruha ayrı ayrı olarak insanın ayağını yerden kesebilecek bir coşku ve havalanma verebileceğini az çok bilebilecek yaşlara eriştim. Mutlaka hâlâ görmediklerim varsa da dünya denilen o kart pavyon kadınının birçok cilvesini ve kahrını gördüm. Görmediklerim de gördüklerime benzeyenlerdir. Ben yazmaya başladığımda Dostoyevski, Tolstoy, Goethe, Joyce, Faulkner sadece yazmayı bırakmamış, telif haklarının anonimleşmesinin üzerinden bile yıllar geçmişti. Bir sohbetlerinde Seray Şahiner’e Vedat Türkali’nin söylediği gibi, "ben de kendilerinden sonra yazmanın neredeyse mümkün olmadığı, yazmanın sınırlarını insan gücünü aşan noktalara getiren bu devasa yazarlardan sonra yazmanın ancak cahil cesaretiyle olabileceğinin bilinciyle" yazmaya başladım. Beş yüz baskıyla yayımlanan ilk kitabımın satılmayan nüshaları hâlâ Ankara Ostim’de bir matbaanın deposundaki kolilerd...

Cebeci’de Köhne Bir Apartman / Arzu Anlar Saraç

İlk öykü kitabı Tutsaklığın Üç Hali ile 13. Türkan Saylan Sanat Ödülü’nde finalist olan Ahmet Karadağ’ın, altı öyküden oluşan ikinci öykü kitabı Dirlik Düzenlik Apartmanı Mahal Edebiyat Yayınları aracılığıyla2024 yılında okuyucularıyla buluştu. Dirlik Düzenlik! Kendi yaşamlarının çaresizliği ve huzursuzluğuna hapsolmuş; tabiri caizse varoşlardan, yobazlardan, feleğin çemberinden geçmişlerden, aklını yitirmişlerden, kader kurbanlarından mütevellit sakinlerinin talihsiz hikâyeleriyle kesiştiği, ismine tezat bir apartman: Dirlik Düzenlik Apartmanı. Dört katlı bu apartmanın sakinlerinin birbirinden bağımsız hikâyeleri, belirli bir anda duydukları sesler veya evlerinin penceresinden sokakta gerçekleşmekte olan bir olaya bakışları ile yakınlaşıp uzaklaşarak bağlanıyor ve münferit öykülerden müşterek bir kurmacaya eviriliyor. Bu durum kitaba öykü derlemesinden ziyade kısa bir roman havası verse de öyküler bu bütünlüğün içinden tek tek çıkarılıp başlı başına bağımsız öyküler olarak da değerlen...