“Bir apartman burası... Ankara’nın Cumhuriyet kadar yorgun bir semtinde, nice darbeler, ayaklanmalar, sıkıyönetimler, ölümler, cinayetler, faili meçhuller görmüş, yıllar boyu en pespaye eğlence mekânlarına, sefil öğrenci evlerine nazlanmadan gönlünü açmış Cebeci’de, eski, köhne, karanlık bir apartman. Teknik Üniversite yıllarında şiirle uğraşmış ve yaz gecelerinin birinde, Boğaz’ı gören küçük bir meyhanede şair arkadaşlarıyla demlenen Edip Cansever’le tanışarak sohbetini, kendi ağzından “Dirlik Düzenlik” şiirini okuyuşunu dinlemiş olan yaşlı müteahhidin, artık hayatının hiçbir yerinde olmayan şiire ve tam da o yıllarda yaşadığı karşılık görmemiş aşklara duyduğu özlemi azaltma çabası mıydı, yoksa arsa sahibi Konyalı eczacının, ileride oturacak sakinleri hır gür çıkarmasınlar diye bir temenni ve duası mıydı bilinmez, adına Dirlik Düzenlik Apartmanı denilmiş.”
Ahmet Karadağ bu ikinci öykü kitabında, Dirlik Düzenlik Apartmanı’nın farklı katlarındaki altı kahramanı aracılığıyla okurları bir taraftan aşk, ölüm, ihanet, din, delilik gibi insanlığın kadim konularının tehlikeli sınırlarında gezdirirken, bir taraftan da onları ülkenin güncel sosyal ve siyasi sorunlarına klişelere kaçmadan, sloganlara başvurmadan usul usul dokunuşuna tanık kılıyor.
Yorumlar